Dünyadaki en büyük esrarlardan bir tanesi de hiçbir sebep yokken yanıp kül olan insanlardır. Evet bu size çok tuhaf gelebilir ancak yüzyıllardan beri hiçbir sebep yokken durduğu yerde yanıp ölen insan vakaları oluşmakta ve bunun nedeni de bugüne kadar çözülemeyen bir esrardır. İşin en anlaşılmaz tarafı da insanın yanıp kemiklerinin bile kül haline geldiği bir ortamda etrafta bulunan eşyaların hatta bazı vakalarda yananın üzerindeki elbiselerin bile hiçbir hasar görmediğidir.
Diğer teori ise bugün evlerde kullanılan microwave mikro dalga fırınları çalıştıran prensiptir. Bilindiği gibi Mikro dalga içine konulan besin maddesi İçindeki molekülleri bir birine çarptırılması neticesi ortaya çıkan enerji sayesinden içten pişer ve onu içinde bulunduğu kap ise ısınmaz bile.
Birçok insanın inandığı üzere Kendiliğinden Yanma Olayları ilk olarak İncilin yazılışı sırasında geçtiği söylenmektedir.
300 yılı aşkın bir süredir 200den fazla rapor edilmiş olay bulunmaktadır. Kendiliğinden Yanma olaylarına dair İlk güvenilir delil 1763 yılında, Jonas Dupont adlı bir Fransız tarafından araştırılıp yayınlanan, kendiliğinden yanma olaylarını konu eden 'De Incendiis Corporis Humani Spontaneis' adlı kitabıdır.
Bu konuda fikrim bu olaylar Allahtan ve Allahın bazı kullarına cezasıdır azabıdır.
51 yaşındaki Bayan Conway torunlarına bakıcılık yaptığı sırada oturduğu yerde yanmaya başlar. Evin yakınından geçen komşusu parlamayı fark ederek, itfayeye haber verir. İtfaye eve vardığında çoktan sönmüş olan yangının, yüksek ısıya rağmen çok küçük bir alana hasar verdiği görülür. Bilimadamlarının bir kısmı olayı radyoaktivite ile açıklamaya çalışır. Yanma olayını gerçekleştiren radyoaktif bir reaksiyon olduğunu söyler ve buna da 'Hiroşima sendromu" ismini verirler. Hiroşima insanı sendromu, vücudun içinde başlayan çok hızlı seyreden atom altı bir reaksiyon. Vücudun içinde atom bombası etkisiyle eşdeğer zincirleme bir reaksiyon oluşmakta ve insani birden içten içe kavurup, küle dönüştürmektedir. Bu teori kulağa mantıklı gelse de herhangi bir deneyle kanıtlanamamıştır.
1725 yılında Fransız Nicole Millet hayatı trajik bir ölümle biter. Gözüne uyku girmeyen bayan Millet mutfağa gider. Gece yarısı eşi Bay Millet garip bir kokuya uyanır. Kokuya neyin sebep olduğunu bulmak için mutfağa giden Bay Millet mutfakta eşinin kalıntılarıyla karşılaşır. Olaya bir anlam veremez. Polisi arayan zavallı adam soruşturma sonucunda eşini öldürmekten tutuklanır. Hünerli avukatı sayesinde suçsuz bulunur. Bayan Millet'in ölümü ise kader olarak nitelendirilr. Bir başka bilimsel teori ise dışarıdan gelen jeomanyetik bir gücün vücut içindeki statik elektriği harekete geçirmesi. Larry Arnold bu olayı açıklamak için piroton adında yeni bir atom altı parçacık olabileceği yolunda bir teori ortaya atıyor. Bu parçacık hücrelerdeki yağla reaksiyona girerek atom düzeyinde patlamalara sebep oluyor. Ancak bu teoriyi destekleyecek bilimsel bir kanıt yok.
Çok içki içen bir Parisli olan Nicole Milley yatağında, geriye sadece kafası ve parmak kemikleri kalmak üzere küle dönüşmüştü. Yatak sadece çok az zarar görmüştü. Dupont’un bu garip olay üzerine yazdığı kitap bu konu hakkındaki söylentileri gündeme taşımıştı.
18 Mayıs 1957de batı Philadelphia da yaşayan 68 yaşındaki Anna Martin, yanıp kül olmuş , geriye sadece gövdesinden bir parça ve ayakkabılarını bırakmış halde bulundu. Adli tıp uzmanı yaptığı incelemede sıcaklığın 1.700 – 2.000 derece cıvarına ulaşması gerektiğini belirtti, ancak kül olmuş cesedin iki ayak ötesindeki gazeteler sapasağlam duruyordu
https://onedio.com/haber/cozulmemis-bir-gizem-kendi-kendine-yanip-kul-olan-insanlar--515268
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder